Temmuz-Ağustos-Eylül 2022
Belize'nin Nakliye Kaynaklı Emisyonlarının Azaltılmasına Destek Olunması
IMO-Norveç GreenVoyage2050 proje ekibi, denizcilikten kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılmasını ele alan bir Ulusal Eylem Planı (UEP) oluşturmasına yönelik yasa taslağı hazırlığı sürecinde bulunan Belize hükümetini desteklediğini beyan etmiştir.
GreenVoyage2050 ekibi bu kapsamda, kapasite geliştirmeye yönelik desteğin bir parçası olarak veri boşluklarını (limanlardan ve yerel nakliyeden kaynaklanan emisyonlar gibi) belirleme ve ele alma konularında otoritelere yardımcı olacağını belirtmiştir.
GreenVoyage2050 projesinin bir ortağı olan Belize tarafından söz konusu desteğe hazırlık olarak bir UEP oluşturmanın itici güçleri ve faydaları ile söz konusu veri boşluklarına ilişkin bilgiler süreç içerisinde derlenmiştir.
GreenVoyage2050 Projesi Teknik Müdürü Astrid Dispert de konuyla ilgili olarak “Projenin paydaşlarından gelen girdileri içeren stratejik bir yaklaşımın geliştirilmesinin emisyonların sürdürülebilir bir şekilde azaltma olasılığını artırdığını ifade etmiştir.
Kenya Ulusal Deniz Güvenliği Stratejisinin Oluşturulması
Kenya Hükümeti ve bağlı kuruluşlara bağlı deniz güvenliğinden sorumlu yetkililer, ülkenin Ulusal Deniz Güvenliği Risk Kaydı taslağını gözden geçirmek ve bunu sonuçlandırmak amacıyla 25-29 Temmuz 2022 tarihlerinde bir çalıştaya katılmıştır. Söz konusu çalıştayda Cibuti Davranış Kuralları üzerinde odaklanılarak görüş alışverişine bulunulmuştur.
Cibuti Davranış Kuralları’nın, 2017 yılında gerçekleşen Cidde Değişikliği'nin hedefleri doğrultusunda bölgenin stratejik tehditlere karşı korunması açısından yüksek bir önceliğe sahip olduğu değerlendirilmektedir. Bölgede yaşanan sorunlara ilişkin kontrol mekanizmaları geliştirilmediğinde denizcilik sektörünün yüksek oranda etkileneceği düşünülmektedir. Bu kapsamda bölgede bulunan spesifik tehditler arasında deniz terörü, yasadışı balıkçılık, uyuşturucu, silah ve insan ticareti, yasa dışı vahşi yaşam ticareti, siber güvenlik, insansız hava araçları, teknelerden gelen bombalı eylemler vb. yer almaktadır.
IMO tarafından desteklenen söz konusu çalıştayda söz alan Kenya Denizcilik ve Denizcilik İşleri Dışişleri Bakanlığı Baş Sekreteri Nancy Karigithu tarafından, Kenya'nın deniz güvenliği çıkarlarına yönelik ulusal düzeydeki risklerini yönetmede Ulusal Deniz Güvenliği Risk Kaydı'nın (UDGRK) önemi vurgulanmış olup, Ulusal Deniz Güvenliği Stratejisi ile birlikte bir UDGRK geliştirilmesinde bireysel stratejik sorumluluğun yerine getirileceği, bu doğrultuda ülkenin denizcilik sektörünün ulusal deniz güvenliği konusundaki ortak vizyonunu gerçekleştirme yolunda ilerleyeceği ve böylece denizcilik çıkarlarının tam olarak güvence altına alınacağı ifade edilmiştir.
Kenya bu amaç doğrultusunda, Ulusal Denizcilik Komitesi’nin kurulmasının ardından Ulusal Deniz Güvenlik Stratejisini geliştirmeye başlamıştır.
Otonom Denizciliğin Güvenli, Yasal ve Kolaylaştırıcı Yönleri
Otonom Yüzey Gemilerine (OYG) yönelik gelişen regülasyonların Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) mevzuatları kapsamında yürürlükte olan güvenlik, yasal ve kolaylaştırma araçları üzerinde etkilerinin bulunduğu otoritelerce değerlendirilmiştir. Bu kapsamda söz konusu alanda öncelikli konuları ele alan ortak bir IMO çalışma grubunun ilk oturumu 7-9 Eylül 2022 tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirilmiştir. Oturumun öncesinde paydaşların öncül görüşlerinin paylaşılması amacıyla bir IMO Otonom Yüzey Gemileri Semineri’nin 5-6 Eylül 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
Anılan çalışma grubunun mevcut IMO yükümlülüklerinin otonom yüzey gemilerine nasıl uygulanabileceğini ve operasyonlarına izin vermek açısından hangi boşlukların bulunduğunu değerlendirmek üzere kurulduğu vurgulanmıştır. Bu doğrultuda OYG’leri etkileyecek bir kapsam belirleme çalışması Deniz Güvenliği Komitesi (DGK), Hukuk Komitesi ve Kolaylaştırma Komitesi tarafından yürütülmüştür.
DGK, çalışmaya bağlı ilk adım olarak otonom yüzey gemilerinin işleyişini düzenleyen bir uygulama aracı geliştirmek için bir yol haritasının oluşturulması üzerinde anlaşmaya varmıştır. Bu doğrultuda 2024 yılında başlayacak şekilde zorunlu bir Otonom Yüzey Gemisi Kodu’nun geliştirileceği vurgulanmıştır.
Sonuç olarak; anılan Ortak Çalışma Grubu tarafından; OYG kaptanı ve ekibinin rolü, kitle kaptanı ve mürettebatının sorumlulukları, OYG kaptanı ve mürettebatı için gerekli yetkinlikler, uzak operatör teriminin tanımı, anlamı ve sorumlulukları gibi birçok ortak sorunu ele alan bir tablo geliştirilmiştir. Söz konusu toplantının ardından, Komitelerin ilk oturum raporunun gözden geçirilmesi ve ikinci bir Ortak Çalışma Grubu'nun 2023 yılı içerisinde toplanmasını öngören bir taslak çalışma planı da kabul edilmiştir.
Kirlenme Önleyici Sistemlerin Uygulama Kapasitesinin Güçlendirilmesi
Arnavutluk'un Durres kentinde 28-29 Eylül 2022 tarihlerinde IMO Kirlenme Önleyici Sistemler (KÖS) Sözleşmesi’nin uygulanmasında Arnavutluk'a destek olacak bir fiziki çalıştay düzenlenmiştir. KÖS Sözleşmesi’nin organotin bileşikleri ve 2023 tarihinden itibaren sibutrin dahil olmak üzere kirlenme önleyici sistemlerdeki belirli zararlı maddeler üzerinde kontrolleri belirlediği belirtilmiştir.
Toplantıya katılan hükümet yetkilileri Arnavutluk'un AFS Sözleşmesinin (Anti Fouling Konvansiyonu) tam olarak uygulanması için ulusal düzeyde atması gereken adımlar konusunda gereken duyarlılığın gösterileceği belirtilerek, kirlenme önleyici sistemlerin teknik ve düzenleyici yönleri ele alınarak Arnavutluk'ta KÖS Sözleşmesinin iç hukuka aktarılmasına yönelik bir yasal çerçevenin bulunup bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Çalıştayın ülkenin KÖS Sözleşmesi'ne katılım sürecinde olması nedeniyle Arnavutluk yönetimi tarafından talep edildiği ve IMO’nun Entegre Teknik İş birliği Programı aracılığıyla gerçekleştirilmiş olduğu belirtilmiştir.
Sonuç olarak, IMO’nun 2001 yılında Zararlı Organik Tutunma Önleyici Sistemlerin Kontrolüne İlişkin Uluslararası Sözleşmenin kabul edilmesinden günümüze kadar sözleşmenin ülkelerce onaylanması ve uygulanmasını teşvik etmek amacıyla bir dizi ulusal ve bölgesel çalıştay yürütmüş olduğu vurgulanmıştır. Bu sayede, sözleşmeye kaydolan devletlerin sayısının artmaya devam ettiği ve hali hazırda dünya ticari gemi tonajının %96,12'sini temsil eden 94 ülkede geçerli olduğu belirtilmiştir.