İMEAK DTO Mart 2021 AB Bülteni

Avrupa'da denizcilik sektöründe meydana gelen güncel gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme amacıyla aşağıda sunulmaktadır.

1- Şili Enerji Bakanlığı ve Rotterdam Limanı yeşil hidrojen konusunda Mutabakat Anlaşması imzaladı.

Şili Enerji Bakanı Juan Carlos Jobet ve Rotterdam Limanı CEO'su Allard Castelein arasında video konferans üzerinden gerçekleştirilen bir toplantıda yeşil hidrojen konusunda Mutabakat Anlaşması (Memorandum of Understanding – MOU) imzalandı. Hidrojenin yakıt ve hammadde olarak kullanımı ile ilgili olarak Enerji Bakanlığı ile Avrupa'da bulunan bir liman arasında imzalanan ilk anlaşma olan söz konusu Mutabakat Anlaşması, Hollanda ve Şili için ulusal öneme sahip. İmzacılar arasında Şili'nin Hollanda Büyükelçiliğinden Elçi Müsteşarı Moscoso Valenzuela ve Şili Hollanda Büyükelçisi Harman Idema yer aldı.

Avrupa, enerji kullanımını ve tedarikini sıfır emisyona yöneltmek amacıyla kapsamlı Yeşil Mutabakat (Green Deal) programı üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Avrupa tarafından kullanılan enerjinin %13'ünün Rotterdam Limanı aracılığıyla Avrupa'ya ulaştırıldığını belirten Şili Enerji Bakanı Juan Carlos Jobet, imzalanan Anlaşma ile önemli bir adım atıldığını ifade etmiştir.

Rotterdam Limanı fosil yakıtlardan yenilenebilir yakıtlara geçiş dönemine ev sahipliği yapmak ve Kuzey Batı Avrupa'da hidrojen merkezi olmak amacıyla bir dönüşüm geçirmektedir. Liman, gemiler için tüm dünyadan hidrojen temin etmek ve Avrupa'daki komşu ülkelere hidrojen dağıtımı gerçekleştirmek amacıyla bir altyapı ve dağıtım ağı hazırlama yönündeki çalışmalarını sürdürmektedir. Rotterdam Limanı, yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin iyi koşulları, temiz hidrojen stratejisi, üst düzey teknolojisi ve gelişmiş ekonomisi bulunan Şili'yi hidrojen alanında iş birliği yapabileceği çok önemli bir ülke olarak görmektedir.

Şili Enerji Bakanı, imzalanan MOU'nun, uluslararası hidrojen arz talep dengesinin kurulması için ülkelerin birlikte çalışmalarını sağlamak amacıyla yapılan planın bir parçası olduğunun altını çizmiştir. Buna ek olarak söz konusu MOU ile; hidrojen kullanımının, bilgi paylaşımı ve birikiminin, iyi uygulamalar ve deneyimlerin ve resmi müzakerelerin ilerletilmesinin yanı sıra, karşılıklı çıkar ve faydalara yönelik projelerde ortak çalışmalar yürütülmesi amacıyla yapılacak eylem ve girişimlerde iş birliğinin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.

Şili Enerji Bakanı Jobet konuyla ilgili olarak şu şekilde bir açıklama yapmıştır: "Yeşil hidrojen üretimi konusunda Şili çok uygun avantajların bulunduğu bir bölgedir. 2030 yılına kadar dünyadaki en ucuz yeşil hidrojeni üretmek istiyoruz. 2040 yılına kadar ise yeşil hidrojen ihracatında ilk üçe girmeyi hedeflemekteyiz."

Büyük bir sanayi bölgesi, derin suları, liman verimliliği ve büyük Avrupa Sanayi bölgeleri ile bağlantı kurmasını sağlayan iyi bir dağıtım ağı bulunan Rotterdam Limanı, küresel hidrojen ticareti ve talep edilen bölgelere hidrojen dağıtımı gerçekleştirilmesi açısından önemli bir merkezdir.

Rotterdam Liman CEO'su Allard Castelein şu sözleri ifade etmiştir: "Paris İklim Anlaşması'na (Paris Climate Agreement) bağlıyız ve Enerji Geçişi konusunda limanımızda birkaç yıldır çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Şili gibi ülkelerle yapılan ortak çalışmalar ile Kuzey Batı Avrupa'da hidrojen merkezi olma hedefimizi gerçekleştirme yönünde önemli adımlar atıyoruz. İklim hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından hidrojenin önemli bir yere sahip olduğuna ve hidrojenin hem üretici hem de alıcı ülkeler için faydalı olacağına inandığımız için söz konusu ticaret hattının kurulması ekonomik ve çevresel yönlerden çok önemli bir yere sahiptir." (Kaynak: https://www.hellenicshippingnews.com/)

2- Avrupalı liman işçileri Avrupa Komisyonu'nun eylemsizliğinden şikayetçi.

Avrupalı liman işçileri kuruluşları, liman sektöründe COVID-19 salgını ve büyük deniz taşımacılığı şirketlerinin kapasitelerinin azalması nedeniyle yaşanan zorluklara yönelik Avrupa Komisyonu'nun gösterdiği eylemsizlikten dolayı hayal kırıklığına uğradıklarını belirtmektedir.

Avrupa Birliği Limanlar Sektörel Sosyal Diyalog Komitesi (European Sectoral Social Dialogue Committee for Ports) sosyal partnerleri, Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu (European Transport Workers' Federation – ETF), Avrupa Özel Liman Şirketleri ve Terminalleri Federasyonu (The Federation of European Private Port Companies and Terminals – FEPORT), Avrupa Deniz Limanları Örgütü (The European Sea Ports Organizations – ESPO) ve Uluslararası Liman İşçileri Konseyi (International Dockworkers Council – IDC); Komiser Schmidt, Valean ve Vestager'e gönderdikleri ortak yazıda liman sektörüne yönelik hayati öneme sahip birçok konuda Avrupa Komisyonu'nun tepkisiz kaldığını ve beklenen desteği göremediğini belirtmiştir.

Taşımacılık işçileri kuruluşları, deniz taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren büyük şirketlerin kapasitelerinin azalması sonucunda deniz taşımacılığı lojistik zincirinde yaşanan mevcut durumla ilgili olarak Avrupa Komisyonu'na yaptıkları uyarıyı vurgulamaktadır.

Söz konusu kuruşların sunduğu ortak bildiride: "Giderek azalan bilanço güvenilirliği yalnızca liman ve terminallerin işleyişini değil, aynı zamanda tedarik zinciri müşterilerini ve diğer sektör paydaşlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Sosyal partnerler söz konusu gelişmelerin Komisyon tarafından takip edilmemesinden dolayı üzüntü duymaktadır." ifadelerine yer verilmiştir.

Özel bir şirketten alınan verilere göre Aralık 2020'de %44.6 seviyesine düşen küresel bilanço güvenilirliği, yine aynı şirket tarafından 2011 yılında yapılan değerlendirmeden bu yana gözlemlenen en düşük seviye olmuştur. Aralık 2019'a kıyasla %31.7 oranında azalan bilanço güvenilirliği yıllık bazda üst üste 5 defa çift haneli düşüş göstermiştir.

Güvenirlilikteki söz konusu düşüş, taşımacılık şirketlerinin ana ticaret rotalarına kapasite sınırı getirmeleri ile aynı zamana denk gelmiştir.

Konteyner sayısının az olması, taleplerin artması ve COVID-19 salgını nedeniyle yaşanan işgücü kaybı nedeniyle limanlarda geniş çaplı sıkışıklıklar meydana gelmektedir. Çin yeni yılında bile özellikle büyük ticaret hatlarındaki kapasitenin taşımacılık şirketleri tarafından düşmesine izin verilmemesi nedeniyle nakliyeciler, 2021'in 2'nci çeyreğine kadar bilanço güvenilirliğinde gelişme göremeyebilirler.

Acil konular ile ilgili olarak faydalı görüşmeler yürütmek isteyen ve kurulacak sosyal diyalogların etkili olmasını talep eden ETF, FEPORT, ESPO ve IDC, daha aktif bir diyalog yürütülmesi ve devam eden gelişmelerin daha etkili bir şekilde takip edilmesi konusunda Avrupa Komisyonu'na çağrı yapmaktadır.

Kuruluşların yayınladıkları ortak bildiride şu ifadeler de yer almaktadır: "Sorumluluklarına sadık kalan sosyal partnerler, diyaloglar devam ettiği sürece teknik uzman grupları ile birlikte üzerinde anlaşmaya varılan çalışma programına uyarak 2014 yılında başlayan müzakerelerden bu yana liman işçilerinin sağlık ve emniyetlerinin sağlanması konusunda Avrupa Komisyonu tarafından etkili bir destek verilmemesi gibi hususlar üzerinde ortak çalışmalar yürütmeye devam edecektir."

ETF, FEPORT, ESPO ve IDC, Avrupa Birliği Limanlar Sektörel Sosyal Diyalog Komitesi'nin geleceği hakkında kapsamlı müzakerelerin başlatılması için Avrupa Komisyonu'na yaptıkları çağrıyı yinelemektedir. (Kaynak: https://www.offshore-energy.biz/)

3- Avrupa Birliği stratejik bağımsızlığını ilan edebilmek için kendi deniz teknolojileri sektörünü desteklemelidir.

Tersaneler ve Deniz Ekipmanları Birliği'ne (Shipyards & Maritime Equipment Association – SEA Europe) göre Avrupa, kendi deniz teknolojileri sektörünü desteklemediği ve güçlendirmediği sürece stratejik bağımsızlığını elde edemeyecektir.

18 Şubat 2021 tarihinde Avrupa Komisyonu yeni ticaret politikasını onaylamıştır. Onaylanan ticaret politikası ile Avrupa için "Açık Stratejik Bağımsızlık Modeli"nin teşvik edilmesi amacıyla önümüzdeki yıllarda "Açık, Sürdürülebilir ve İddialı bir Ticaret Politikası" uygulanacaktır.

Söz konusu strateji, Avrupa Yeşil Anlaşması (European Green Deal) hedeflerinin gerçekleştirilmesi için katkı sağlayarak ve ticaretteki dijital teknolojilerden fayda elde etmek amacıyla dijital ekonomideki haksız ticaret engellerini kaldırarak, dijital ve iklim geçiş süreçlerini desteklemek amacıyla ticaret kapasitesini artırmayı hedeflemektedir. Avrupa Komisyonu'nun görüşüne göre Avrupa Birliği, transatlantik ortaklığı gibi mevcut anlaşmalarını güçlendirerek ve komşu ülkeler ile Afrika'ya daha yoğun bir şekilde odaklanarak küresel değişimi daha iyi bir şekilde yönlendirebilecek hale gelecektir.

Taşımacılık, savunma ve güvenlik, ticarete ve denize erişim, gıda ve enerji kaynakları ve deniz üzerinde gerçekleştirilen birçok faaliyet yalnızca kompleks yapıdaki gemilere ve açık deniz platformlarına bağlı değildir. Söz konusu faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için ileri seviye deniz sistemleri, ekipmanları ve teknolojileri de gereklidir. Dolayısıyla stratejik bağımsızlığın ve yeşil/dijital devrime öncülük etme isteğinin gerçekleştirilmesi konusunda Avrupa'nın deniz üretim kapasitesi çok önemli bir yere sahiptir.

Yine de, SEA Europe'un da vurguladığı gibi, COVID-19'dan sonra daha da kötüleşen haksız ticaret uygulamaları, özellikle gemi inşasında eşit şartların oluşturulmasına yönelik stratejik ve özel bir çözümün yokluğunda ve Doğu Avrupa'dan gelen yaygın haksız rekabete karşı ticaretin korunmadığı bir ortamda Avrupa denizcilik teknolojisi endüstrisinin hayatta kalmasını riske atıyor.

SEA Europe Genel Sekreteri Christophe Tytgat konuyla ilgili olarak şu ifadelerde bulunmuştur: "Ticaretin korunmasına yönelik araçlardaki yasal boşluklar, gemi inşa sektörünün 30 yıldan fazla bir süredir haksız ticaret uygulamalarına karşı kendisini koruma altına alamamasına sebep olmuştur. Yapılan birçok beyan ve taahhüte rağmen, başta gemi inşa sektörü olmak üzere Avrupa'daki deniz teknolojileri sektörü, söz konusu yasal boşlukların ortadan kaldırılması amacıyla somut adımlar atılması için beklemeye devam etmektedir."

Tytgat sözlerini şu şekilde sonlandırmıştır: "SEA Europe, yeni ticaret stratejisi ve AB Yabancı Devlet Yardımları Araçları'nın, gemi inşa sektöründe ticaretin korunmasına yönelik araçlardaki yasal boşlukların ortadan kaldırılması konusunda Avrupa Komisyonu'na doğru politik ivmeyi vereceğine inanmaktadır. Buna ek olarak SEA Europe, Avrupa deniz sektörü temelinin geliştirilmesi ve korunması için gerekli ‘otonom' araçları benimsemek amacıyla Avrupa Komisyonu ile ortak çalışmalar yürütmek istemektedir." (Kaynak: https://www.offshore-energy.biz/)

4- Avrupa gemi inşa sektöründe işten çıkarmalar artıyor.

Koronavirüs salgını nedeniyle armatörlerin yeni gemilere yatırım yapmaması sonucunda gemi inşa sektörü zor günler geçirmektedir. Salgın; kapasite aşımı, zayıf talepler ve dünya ticaret hacmindeki düşüş gibi nedenlerden dolayı halihazırda zor durumda olan gemi inşa sektörünü olumsuz yönde etkilemiştir.

Avrupa gemi inşa sektörü, salgından önce iyi bir durumda olan yüksek kalite ve yüksek fiyatlı kruvaziyer gemi ve yolcu gemisi üretimi sektörüne odaklandığı için iyi bir durumdayken, salgınla birlikte turizm sektörü sekteye uğramıştır. Gemi seferlerinin durdurulması ve kruvaziyer sektöründe büyük kayıpların yaşanması, Avrupa gemi inşa sektörünü de olumsuz yönde etkilenmeye başlamıştır.

2020'nin ilk yarısında küresel gemi inşa sektörü tonaj bazında siparişlerde %62'lik bir düşüş yaşamıştır. 2019 yılı ile kıyaslandığında ise sektörde %70'den fazla değer kaybı yaşandığı gözlenmiştir.

SEA Europe Başkanı Kjersti Kleven, mevcut rakamların sektörde yaşanan düşüşün yıl boyunca devam edeceğini gösterdiğini ifade etmiştir. Özel bir şirketin CEO'su olan Martin Stopford ise tersanelerde büyük sipariş açıklarının olduğunu belirtmiştir. 2021 yılında dünyadaki tüm tersanelerde yaklaşık 80 milyon dwt ağırlığında gemi üretimi gerçekleştirileceğini belirten Stopford, mevcut siparişler göz önünde bulundurulduğunda bu sayının 2022 yılında 55 milyon dwt'ye düşeceğini ifade etmiştir.

Yaklaşık 11 milyon Telafi Edilmiş Brüt Tonaj (Compensated Gross Tonnage – CGT) kapasitesi ile dünyada birinci sırada yer alan Çin'i 9 milyon CGT ile Güney Kore, ardından 6 milyon CGT ile Japonya takip etmektedir.

Martin Stopford şu şekilde bir açıklamada bulunmuştur: "Mevcut koşullarda azalması beklenen fiyatlar geçtiğimiz sene yalnızca %4 oranında düşerek yerini korudu. Yeni inşa fiyatları ise %3 düşüş gösterdi. Dolayısıyla, fiyatların birkaç yıl içerisinde %30 veya %40 gibi oranlarda azaldığı 80'li yıllardaki fiyat düşüşlerini günümüzde yaşamamaktayız. Fiyatların sabit kalmasının sebeplerinden bir tanesi yatırımcıların fiyatlar hakkında endişe duymamalarıdır. Yatırımcıların yaşadığı en büyük endişe ise 10 yıl içerisinde eskimeyecek gemileri nasıl sipariş edecekleridir."

Kjersti Kleven'a göre yatırımlardaki gecikmeler, daha iyi piyasa koşulları ve güven ortamı sağlanana kadar devam edecektir. Diğer sektörlerde olduğu gibi tersaneler ve ekipman sağlayıcı şirketler üretim süreçlerinde birçok sorun yaşamışlar ve söz konusu tersane ve şirketlerin birçoğu üretimlerini durdurmak zorunda kalmış, bahse konu gecikmelerden dolayı bazı şirketler nakit problemi ile karşı karşıya kalmıştır. Yaşanan nakit sıkıntısı nedeniyle 2020 yılında işten çıkarmalar başlamış olup, bu durumun 2021 yılı ve sonrasında da devam edeceği beklenmektedir. Kleven'a göre, yeşil ve dijital geçiş sürecini başarıyla tamamlamak için yeni yeteneklerin araştırılması ve yatırım yapılmasına ilişkin ihtiyacın en üst seviyede olduğu bu dönemlerde işten çıkarmalar sektördeki know-how'ı çok olumsuz yönde etkileyecektir. (Kaynak: https://www.offshore-energy.biz/)

5- 01.01.2021 – 16.04.2021 tarihleri arasındaki Paris MOU kapsamında Türk bayraklı gemi tutulmaları.

01.01.2021 – 16.04.2021 tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında Türk Bayraklı gemilere yönelik 52 denetim gerçekleştirilmiş ve söz konusu denetimlerde herhangi bir gemi tutulmamıştır. Türk Bayraklı gemi tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/gemitutulmalari.aspx) yer almaktadır.

Bilgilerinize arz/rica ederim.