İMEAK DTO Kasım 2022 AB Bülteni

Sayın Üyemiz,

Avrupa’da denizcilik sektöründe enerji verimliliği uygulamaları, deniz çevresinin korunması, dijital dönüşüm, denizcilikte teknolojik uygulamalar ve araştırma alanında meydana gelen güncel gelişmelere ilişkin çeşitli kaynaklardan derlenen haberler bilgilendirme amacıyla aşağıda sunulmaktadır.

1.Denizcilik Sektörü, ETS Gelirlerinin Paylaştırılmasına Yönelik Çağrıda Bulundu.

Avrupalı armatörler, limanlar, kruvaziyer sektörü, tersaneler ve ekipman üreticileri, yakıt tedarikçileri, nakliyeciler, taşıma işleri organizatörleri ve liman işletmecileri ortak bir kararla, denizcilik sektörünün Avrupa Birliği (AB) Emisyon Ticaret Sistemi’ne (Emission Trading System-ETS) dahil edildiğinde tahsis edilecek gelirlerin denizcilik sektörüne ayrılmasına yönelik Avrupa Birliği Üye Devletlerine ve Avrupa Parlamentosu’na çağrıda bulunmuştur.

Tahsis edilen gelirlerin, konvansiyonel yakıtlarla temiz yakıtlar arasındaki fiyat farkının azaltılması, Ar-Ge ve inovasyonun finanse edilmesi, çevreci enerji ve teknolojilerin gemilerde ve kıyıda artırılması ve yaygınlaştırılması amacıyla kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Liman altyapısı, şebekeye bağlantı, enerji depolama ve yenilenebilir kaynakların dağıtımına yönelik yatırımların da desteklenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca, denizcilik çalışanlarının eğitimi ve kabiliyetlerinin artırılmasının desteklenmesinin, AB iklim hedeflerini karşılanmasında önem arz ettiği belirtilmektedir.

Avrupa Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners’ Associations-ECSA) Genel Sekreteri Sotiris Raptis; “Denizcilik sektörü tek bir sesle; Üye Devletleri ve Avrupa Konseyi’ni, ETS gelirlerini tahsis etme ve denizcilik sektörünün enerji geçişini destekleme çağrısında bulunuyor. Mevcut ETS gelirlerinin %80’i halihazırda ETS sektörlerinin enerji geçişi için kullanılıyor. Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, mevcut ETS revizyonu kapsamında havacılık gelirlerini tahsis etmiştir. Sektörümüzün, dekarbonizasyonu en zor sektörlerden biri olduğu dikkate alınarak denizciliğin eşit bir temele oturtulması gerekiyor.” ifadelerini kullanmıştır.

Avrupa Deniz Limanları Örgütü (The European Sea Ports Organizations-ESPO) Genel Sekreteri Isabelle Ryckbost; “Denizcilik sektörünün çevreci hale getirilmesi, hem gemilerde hem de limanlarda getirisi düşük olan büyük yatırımlar anlamına gelirken, liman yönetim kuruluşları için belirsiz bir durum söz konusudur. AB ETS’de belirtilen hedeflere ulaşmak için, hem gemide hem de kıyıda düşük ve sıfır karbonlu yakıt altyapısının tesis edilmesini destekleyen özel bir fonun oluşturulması bu nedenle çok önemlidir.” açıklamasında bulunmuştur.

Uluslararası Kruvaziyer Şirketleri Birliği (Cruise Lines International Associations-CLIA) Avrupa Genel Direktörü Marie-Caroline Laurent; “Kruvaziyer sektörü, karbon ayak izini azaltmak için yeni teknolojilere büyük yatırımlar yapıyor. ETS gelirlerinden elde edilen özel bir fon, sektörün sürdürülebilir denizcilik yakıtlarının kullanılmasına yönelik çabalarını hızlandıracak ve gerekli liman altyapısının oluşturulmasını destekleyecektir. Bu durum, sıfır karbonlu bir geleceğe ulaşmak için kamu ve özel sektörün birbirlerine nasıl yardımcı olabileceğinin önemli bir örneğidir. Bu sebeple Avrupa Kurumlarını fon yaratılmasına destek vermeye çağırıyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.

SEA Europe Genel Sekreteri Christophe Tytgat; “Avrupa’nın denizcilik teknolojisi endüstrisi, piyasadaki en gelişmiş gemileri ve teknolojileri geliştirmektedir. AB ETS gelirlerinin tahsisi, inovasyonu hızlandırmakla birlikte daha sürdürülebilir yakıt ve teknolojilerin uygulanmasını artıracak ve Avrupa’nın lider rolünü güçlendirerek çok önemli bir öneme sahip olacaktır. Avrupa’nın denizcilik teknolojisi endüstrisi üzerine düşeni yapmaya hazır.” açıklamasında bulunmuştur.

Avrupa Taşıma İşleri Organizatörleri, Nakliye, Lojistik ve Gümrük Hizmetleri Birliği (European Association for Forwarding, Transport, Logistics and Customs Services-CLECAT) Genel Direktörü Nicolette van der Jagt; “CLECAT, ‘kirleten öder’ ilkesini olumlu karşılarken, çevreci/temiz yakıtlar ile geleneksel yakıtlar arasındaki fiyat farkının düşürülmesine katkıda bulunacak ETS gibi piyasa temelli önlemleri desteklemektedir. Denizcilik ETS tahsisatlarının ihale edilmesinden elde edilen gelirlerin adil bir payı, deniz taşımacılığında daha çevreci ve daha sürdürülebilir çözümlerin pazara alınmasını hızlandırmak için daha temiz teknolojilere ve Ar-Ge projelerine yapılan yatırımlar yoluyla sektöre yeniden aktarılmalıdır.” ifadelerini kullanmıştır.

Avrupa Atık Bazlı ve Gelişmiş Biyoyakıtlar Derneği (European Waste-based & Advanced Biofuels Association-EWABA) Genel Sekreteri Angel Alvarez Alberdi; “Yenilenebilir ve düşük karbonlu sıvı yakıtlar, denizcilik sektörünün dekarbonizasyonunun anahtarıdır. Ancak bunların maliyetinin fosil yakıtlardan daha yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. ETS gelirlerinin belirli bir denizcilik fonuna tahsis edilmesi, hem piyasaya daha yüksek hacimlerde yenilenebilir yakıt sağlanmasına hem de gelişen teknolojilerin ticarileştirilmesinin hızlandırılmasına güçlü bir şekilde katkıda bulunacaktır.” açıklamasında bulunmuştur.

Gelişmiş Biyoyakıt Koalisyonu LSB Başkanı ve UPM Halkla İlişkiler Direktörü Marko Janhunen; “Gelişmiş Biyoyakıt Koalisyonu, denizcilik sektöründe gelişmiş biyoyakıtların sürekli artan kullanımını memnuniyetle karşılamaktadır. Bununla birlikte, gelişmiş biyoyakıtlar gibi düşük ve sıfır karbonlu yakıtların mevcudiyetini artırmak için daha fazla önlem alınması gerekmektedir. AB ETS fonlarının denizcilik sektöründe inovasyon için kullanılmasına tahsis edilmesi, yatırımcı camiasına güçlü bir sinyal gönderecektir.” ifadelerini kullanmıştır.

eFuel Alliance Genel Müdürü Ralf Diemer; “Deniz taşımacılığı, Avrupa ekonomisinin belkemiğidir ve Avrupa Birliği’nin iç ve dış ticareti için çok değerlidir. Bu nedenle, sürdürülebilir ticareti mümkün kılmak için, emisyon ticaretinden elde edilen gelir yoluyla bu sektörün fosil yakıtlardan e-yakıtlar gibi iklim açısından nötr seçeneklere geçişini desteklemek çok daha önemlidir. AB ETS aracılığıyla sağlanan bu tür mali destek, e-yakıtlar için alt kotalara sahip daha iddialı bir ‘FuelEU Maritime’ı da mümkün kılar ve e-yakıt tedarikçileri için yatırım güvenliği sağlar.” açıklamasında bulunmuştur.

Avrupa Özel Liman İşletmecileri Federasyonu (Federation of European Private Port Operators-FEPORT) Genel Sekreteri Lamia Kerdjoudj; “Fon, daha az iddialı iklim politikalarının uygulandığı üçüncü ülkeler karşısında rekabet gücünü korurken, sektörün dekarbonizasyonunu desteklemelidir. Yeşil liman ekipmanlarına, yakıt ikmali ve altyapısına yapılan yatırımlar, liman paydaşlarının, denizcilik sektörlerinde emisyon ticaretini uygulamayan, aynı zamanda denizcilik ve ulaştırma sektörlerinin genel olarak dekarbonizasyonunu destekleyen AB üyesi olmayan komşu ülkelerin rekabet baskısı ile başa çıkmasına yardımcı olabilir.” ifadelerini kullanmıştır.

Avrupa Deniz Nakliyecileri Konseyi (European Shippers Council-ESC) Genel Sekreteri Godfried Smit; “Gemilerin karbon ayak izinin azaltılması ve deniz taşımacılığının daha sürdürülebilir hale getirilmesi için ön koşulların oluşturulması, deniz nakliyecileri için önemlidir. ETS gelirlerinin denizcilik sektörünün dekarbonizasyonuna yardımcı olmak için ayrılması, uluslararası ticaretin devam etmesini sağlayacaktır.” açıklamasında bulunmuştur. (Kaynak: ECSA)

2.FuelEU Maritime: Denizcilik Sektörünün Dekarbonizasyonu, Enerji Verimli Teknolojilerle Birlikte İlerliyor.

Avrupa Parlamentosu, FuelEU Maritime Yönetmeliği üzerinde Avrupa Konseyi ile yapılacak müzakereler ışığında bu mevzuat konusundaki yetkisini kabul etmiştir. SEA Europe, iklim nötr ve sıfır emisyon sağlayan teknolojilerin yanı sıra denizyolu taşımacılığının dekarbonizasyonuna yönelik düşük ve sıfır karbonlu yakıtların üretimini teşvik etmeye yardımcı olacağı için Avrupa Parlamentosu’nun tutumunu memnuniyetle karşılamaktadır.

FuelEU Maritime gerekliliklerinin uygulanmasını bekleyen SEA Europe, yenilenebilir yakıtların kullanımına yönelik minimum hedeflerin iyi bir başlangıç olduğunu ancak iklim nötr veya sıfır fosil yakıtların gerçekten başarılı bir şekilde kullanılmasının kaynakları ve enerjiyi boşa harcayan verimsiz sistemleri haklı çıkarmayacağını belirtmektedir.

SEA Europe Genel Sekreteri Christophe Tytgat; “İklim nötr veya sıfır fosil yakıtlar için bir rekabet olacağından, enerji verimliliği en yüksek teknolojilere de daha fazla dikkat çekilmelidir, çünkü bu yakıtlar mevcut konvansiyonel yakıtlardan daha yüksek maliyetli olacaktır. Avrupa Parlamentosu’nun, cezaların ödenmesinden elde edilen gelirlerin, alternatif yakıtların yanı sıra yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi, üretimi ve dağıtımını desteklemek için denizcilik sektörüne tahsis edilmesi ve kullanılması gerektiği yönündeki tutumu SEA Europe tarafından memnuniyetle karşılanıyor.” açıklamasında bulunmuştur.

SEA Europe perspektifinden bakıldığında, örneğin özel bir filo yenileme ve güçlendirme programı yoluyla, yeşil ve enerji verimli teknolojilerin yanı sıra yeni yeşil gemilerin inşasına ve mevcut gemilerin güçlendirilmesine yönelik yatırımların teşvik edilmesinin Avrupa Birliği’nin iklim nötr hedeflerine 2050 yılına kadar ulaşmak için esas olacağı belirtilmektedir. Ancak, Avrupa’daki tersanelerin, iklim açısından nötr deniz taşımacılığının önemli bir paydaşı olarak rollerini tam olarak yerine getirmelerini sağlamak için, Avrupa Birliği’nin Asya tersaneleriyle uzun süredir devam eden rekabetin bozulmasını ele alması gerekli olup hayati önem taşımaktadır. Asya’daki gemilerin, rekabeti olumsuz etkileyen fiyatlandırılmasıyla ilgili iyi bilinen soruna uygun bir çözüm bulunmadan, alternatif yakıtların gemi yapımını mevcut konvansiyonel yakıtlardan daha pahalı hale getirmesi nedeniyle Avrupa’daki tersanelerin, iklim açısından nötr deniz taşımacılığının önemli bir unsuru olarak görevlerini yerine getiremeyeceği ifade edilmektedir. Bu nedenle, Avrupa’da yenilikçi yeşil denizciliğin ticari durumunu teşvik etmek ve Avrupa tersaneleri ve tedarik zincirleri için de ekonomik büyüme yaratmak için bütünsel bir denizcilik sektörü stratejisine dayalı politika, düzenleyici ve finansal önlemlerin derhal uygulamaya konulması gerektiği belirtilmektedir. Bu çerçevede, Avrupa Parlamentosu’nun, tek pazarın işleyişi, denizcilik sektörünün rekabet gücü, nakliye navlun oranları, olası karbon-iş kaçakları ve yeni sera gazı azaltma teknolojileri üzerindeki etkisini değerlendirmesine yönelik Avrupa Komisyonu’na tavsiyesinin, SEA Europe tarafından memnuniyetle karşılandığı ifade edilmektedir. (Kaynak: SEA Europe)

3.Güney ve Kuzey Avrupa Arasında İlk Yeşil Hidrojen Koridoru İçin Çalışma Başlatıldı.

Hollanda’nın Rotterdam Limanı’nda gerçekleştirilen hidrojene dayalı yatırımlar kapsamında çevre ülke limanlarıyla yapılan yeşil koridor anlaşmalarına İspanya’nın Algeciras Bölgesinin de dahil olduğu açıklanmıştır. Rotterdam Liman İdaresi’nce yapılan açıklamada, Avrupa'nın önemli limanlarından olan Rotterdam ve Algeciras Bölgesi arasında yeşil hidrojene dayalı bir koridorun kurulmasına yönelik çalışmanın başlatılmış olduğu, bu çalışmanın Rotterdam'ın Kuzeybatı Avrupa'ya 2030 yılına kadar 4,6 milyon ton yeşil hidrojen sağlama hedefinin bir parçası olduğu ifade edilmiştir.

İspanyol menşeli bir firma ile Rotterdam Liman İdaresi arasında gerçekleştirilen ortak çalışmada Algeciras Körfezi yakınlarındaki San Roque Enerji Parkı'nda üretilen hidrojenin Rotterdam Limanı'na ihraç edilmesinin planlandığı ve anılan ticari hattın 2027 yılına kadar faaliyete geçmesinin beklendiği açıklanmıştır.

Sahip olduğu stratejik konum, bol miktarda yenilenebilir enerji üretimi ve güçlü enerji altyapısı ve Algeciras ve Huelva gibi önemli limanlara sahip olduğu göz önüne alındığında, İspanya’nın söz konusu koridor neticesinde yeşil hidrojen üretimi ve ihracatında önemli bir konumda olacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda, Kuzeybatı Avrupa’nın üretebileceğinden çok daha fazla enerjiyi kullanmasına dayalı olarak dünyadaki ihracatçı ülkelerin sayısının artmasının ve özel işletmelerle birlikte yeşil hidrojen için birden fazla ticaret yollarının kurulmasının büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır. (Kaynak: Rotterdam Liman İdaresi)

4.Londra Merkezli Clarkson Research, Yüksek Doğalgaz Fiyatlarının Amonyak Üretiminin Durmasına Yol Açabileceği Konusunda Sektörü Uyardı.

Clarkson Research tarafından yapılan açıklamada, denizcilik endüstrisinde amonyak talebinin artmaya devam ettiği, ancak ileride bazı üretim sorunlarının bulunduğu açıklanmıştır.

Yayınlanan söz konusu raporda, amonyağa olan talebin geleneksel endüstriyel kullanım ve yaygın olarak kabul edilen karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine bağlı olarak artış kaydettiği, ancak artan enerji maliyetlerinin yarattığı fiyat dengesizliklerinin endişe yarattığı, bu kapsamda Avrupa'da ani yükselen gaz fiyatlarının amonyak üretim maliyetlerini satış fiyatının üzerine çıkardığı belirtilmiştir.

2022 yılı itibarıyla amonyak için geçerli olan yüksek emtia fiyatlarının yatırım seçeneği adına bir teşvik olarak görülebileceği ifade edilmiş olmasına karşın, aracı kurum, yüksek enerji fiyatları ve küresel finansal istikrarsızlığın kısa vadede baskılayıcı bir etkisinin olacağı düşünülmektedir.

Bu bağlamda ilgili raporda, artan enerji maliyetlerinin üreticileri daha uzun tedarik yollarına mal sevk etmeye yönlendirdiği ve nakliye için daha kısa vadeli stratejilerin benimsenmesine yol açan tedarik ve ticaret yolları hakkında belirsizliklerin oluştuğu, fakat alternatif bir deniz yakıtı olarak amonyağın güçlü bir seçenek olarak yer almaya devam ettiği, temiz bir yakıt olarak hidrojene olan küresel talebin de artış gösterdiği, hidrojenin saf haliyle muhafaza edilmesi ve sevk edilmesinin zorluğu nedeniyle amonyağın bir çözüm sağlayabileceği hususlarına yer verilmiştir. (Kaynak: Clarkson Research, Tradewinds)

5.Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nce Gerçekleştirilen Çalışmada Bir Nakliye Yakıtı Olarak Bio-LNG'nin Potansiyeli Ortaya Konuldu.

Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi Denizcilik Enerjisi Merkezi tarafından sürdürülen planlı çalışmada; büyük ölçekli anaerobik çürütme tesislerinde bio-LNG üretiminin emisyonların azaltılması sürecine katkı sağlayacağı, tarımsal enerji ürünlerinden ve orman atıklarına dayalı olarak büyük ölçekli anaerobik çürütme tesislerinde bio-LNG üretiminin giderek daha uygun maliyetli hale geleceği, gübrenin anaerobik çürütülmesine bağlı olarak bio-LNG üretilmesi durumunda emisyon oranlarının büyük miktarda düşürülebileceği, gerçekleştirilen çalışmayla çeşitli senaryolara bağlı olarak bio-LNG kullanımından bir dizi sonuç elde edilebileceğinin ortaya konulduğu, bio-LNG’nin 2030 ve 2050 yıllarında sırasıyla toplam enerji talebinin %16'sına ve %63'üne kadar hizmet edebileceği açıklanmıştır.

Söz konusu akademik çalışmada; üretim sürecindeki metan sızıntısı ve gemideki metan kaymasının azaltılması durumunda bio-LNG'nin deniz dizeline kıyasla sera gazı emisyonlarını %80'e kadar azaltabileceği, ayrıca teslim edilen bio-LNG'nin ortalama maliyetinin özellikle Güneydoğu Asya'daki daha az gelişmiş ülkelerde büyük ölçekli anaerobik çürütme tesislerinde bio-LNG üretme maliyetinin azalması nedeniyle mevcut fiyatlara kıyasla 2050 yılına kadar %30 oranında düşüş gerçekleşeceğinin tahmin edildiği ortaya konmuştur.

Buna ilaveten anılan çalışmada, bio-LNG gaz ve sıvı formlarında verimli bir şekilde ticaretinin yapılması ve nakliye maliyetlerinin en aza indirilmesi için yaygın olarak kabul edilen bir menşe sertifikalarına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiştir. (Kaynak: Lloyd’s List)

6.Kanada Halifax ve Almanya Hamburg Limanları Arasında Hidrojen Koridoru Kuruldu.

Kanada’nın Halifax ile Almanya Hamburg Liman İdareleri tarafından yapılan ortak açıklamada, Kanada'nın doğu kıyısında yer alan Halifax ile Almanya'nın kuzeybatı kıyısındaki Hamburg şehirleri arasında hidrojene dayalı bir nakliye koridorunun kurulmasına ilişkin bir anlaşmaya varıldığı belirtilmiş olup, bu doğrultuda iki liman yetkilisi tarafından 29 Eylül 2022'de Hamburg'da bir mutabakat zaptının imzalandığı açıklanmıştır.

Söz konusu nakliye koridoru sayesinde Halifax Limanı'nda yeşil hidrojen ve türevlerinin yakıt ikmali ve ihracatına dayalı liman altyapı sisteminin kurulacağı, buradan üretilecek hidrojenin Hamburg Limanı'nda gerçekleştirilecek altyapı çalışmalarına bağlı olarak taşınacağı belirtilmiştir.

Bu doğrultuda, anılan mutabakat zaptının nakliye koridorunda yeşil enerji kullanımının ilerletilmesi için değer zinciri ortakları, nakliye hatları ve diğer paydaşlar arasında iş birliğinin teşvik edilmesinin yanı sıra düzenleyici önlemler, finansal teşvikler ve güvenlik düzenlemeleri için lobi faaliyetleri adına yerel kuruluşlarla çalışma yürütmeyi de öngördüğü vurgulanmıştır.

Buna ilaveten, mutabakat zaptı kapsamında anılan limanlar arasında bilgi ve teknolojinin paylaşılması ve bu rotada karbonsuzlaştırmanın hızlandırılmasını sağlamak için endüstri bağlantılarının kurulması, küresel hidrojen ekonomisinin genişletilmesinde iki ülke arasındaki iş birliğinin desteklenmesi, Kanadalı şirketlerin ürettiği teknolojilerin Almanya pazarında dağıtımının sağlanması ve aynı şekilde Alman şirketlerine Kanada’da yatırım yapma fırsatı oluşturması taahhüt edilmiştir. (Kaynak: Tradewindnews, Safety 4 Sea)

7.Bureau Veritas’ın Yayınladığı Rapor Teknolojik Hedeflerin Teknolojinin Kendisinden Önce Gelmesi Gerektiğini Ortaya Koydu.

Test, muayene ve sertifikasyon alanında faaliyet gösteren kuruluşlardan olan Bureau Veritas (BV) tarafından yayınlanan bir teknoloji raporuna göre; denizcilik endüstrisinde akıllı teknolojilere dayalı sevkiyatın ilk adımının iş hedeflerini anlamak olduğu, bu nedenle sürdürülebilirliğe geçişte önemli bir role sahip olacak olan teknolojinin kapsadığı hedeflerin teknolojinin kendisinden daha önemli olduğu, denizde ve karada sürdürülen operasyonların tamamını kapsayan ‘akıllı’ nakliyenin artan dijitalleşmenin bir sonucu olarak tanımlanması gerektiği, nesnelerin interneti ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerin kendi başlarına birer amaç olmaması gerektiği ve bunların belirli hedeflere ulaşmak için tasarlanmış araçlar olduğu, akıllı nakliyenin anahtarının bu hedefleri anlamaktan geçtiği ifade edilmiştir.

Söz konusu raporda orta ve uzun vadeli sera gazı azaltımı hedefleri için armatörlerin çok sayıda seçeneğe sahip olmasına karşın, kısa vadede en rasyonel çözümün dijitalleşmeden en yüksek oranda yararlanmak olduğu ve buna ağırlık verilmesinin mevcut operasyonların optimize edilmesini sağlayarak gemilerde daha iyi uygulama ve operasyon planlamasına neden olacağı vurgulanmıştır.

BV tarafından yayınlanan ilgili rapora katkıda bulunan bir yetkili tarafından yapılan açıklamada da; gemi sistemlerinde toplanan verilerde önemli bir artış olduğunun fark edildiği ve bu verinin değerli hale gelmesi için ondan ne tür bilgiler elde etmek istediğinin belirlenmesinin büyük önem taşıdığı belirtilmiş olup, buna ters olarak mevcut verilerin çoğunlukla amacından bağımsız olarak toplandığı vurgulanmıştır.

Söz konusu raporda, daha büyük hacimli verilerin toplanıp, entegre edilip işlendiğinde verilerin temsil ettiği bilgilere erişimin zorlaştığı ve dijital çözümlerin temel işlevlerinden birinin, doğru verinin doğru zamanda doğru kişiye sunulabilmesi imkanı kazandırmak olduğu hususu ifade edilmiş olup, bu nedenle pek çok dijital çözüm sağlayıcının veriyi anlamayı ve ona göre karar vermeyi kolaylaştıran özelleştirilmiş panoları müşterilerine sunduğu belirtilmiştir. (Kaynak: Lloyd’s List)

 

Bilgilerinize arz/rica ederim.

804_3543_imeak_dto_kas_m_2022_ab_b_lteni_hk.pdf