• Anasayfa
  • |
  • DTO 2010 AB HAZIRAN BÜLTENI

DTO 2010 AB HAZIRAN BÜLTENI

DTO AB Bülteni Haziran 2010 İspanya Başkanlığı döneminde bir müzakere başlığı açılması bekleniyor Türkiye, 30 Haziran 2010 tarihinde son erecek İspanya’nın Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı zarfında “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” başlığında AB ile müzakereleri başlatmak istiyor. AB, ilgili fasılda görüşmelerin başlaması için veterinerlik, gıda ve bitki sağlığı alanını düzenleyecek yeni bir yasanın Türkiye tarafından kabul edilmesi dahil altı açılış kriteri kabul etmişti. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun, 11 Haziran’da Türkiye Millet Meclisi tarafından kabul edilmesi ile “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” müzakere başlığının, İspanya’nın AB Dönem Başkanlığı sona ermeden açılmasına imkan sağlandı. Bu başlık da açılırsa Türkiye 35 fasıldan bugüne kadar 13 başlıkta AB ile görüşmeleri başlatmış olacak. “Bilim ve Araştırma” başlığı ise açılıp geçici olarak kapatılan tek başlık. Bununla birlikte, AB, Fransa ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından getirilen siyasi engeller sebebi ile halihazırda 18 başlık müzakerelere açılamıyor. “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” yanı sıra “Rekabet Politikası”, “Kamu Alımları” “Sosyal Politika ve İstihdam” AB ile teknik açıdan açabilecek başlıkları teşkil ediyor. Açılmayan söz konusu başlıkların 1 Temmuz-31 Aralık tarihleri arasında AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak Belçika dönemine kalması bekleniyor. Belçika, AB Dönem Başkanlığı önceliklerini açıkladı 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığı’nın İspanya’dan devre alacak Belçika öncelik programını açıkladı. Yıl sonuna kadar AB başkalığını yürütecek Belçika’nın AB Daimi temsilcisi Jean De Ruyt tarafından açıklanan program; • Ekonomik, mali ve parasal krize karşı önlemlerin alınması; • AB’nin Lizbon Antlaşması uyarınca öngörülen yeni kurumsal yapılandırmanın tamamlanması; • İç pazarın tamamen tesis edilmesi; • İklim değişikliği uluslararası görüşmeleri için Birlik içinde hazırlık çalışmalarının yapılması; • Adalet, özgürlük ve güvenlik alaındaki Stockholm programının uygulanması ve • Aday Bakan ülkeleri ve Türkiye ile genişleme müzakerelerine devam edilmesini içeriyor. Hırvatistan ile katılım müzakerelerinin öngörüldüğü gibi bu yıl sonuna kadar tamamlanayacağını belirten De Ruyt, Türkiye ile müzakerelerin, ülkede yeni yasaların kabülünde yaşanan gecikme sebebi ile yavaş ilerlediğini fakat Birliğin sürece ivme kazandırması gerektiğini sözlerine ekledi. EMSA 2009 yılına ait denizcilik kaza raporunu yayımladı Avrupa Deniz Güvenliği Ajansı (EMSA), 2009 yılına ait deniz kazaları raporunu 20 Mayıs 2010 tarihinde yayınladı. Bu yıl üçüncüsü yayınlanan rapor, AB vatandaşlarını ve denizcilik topluluğunu AB sularındaki kaza eğilimleri hakkında bilgilendirmeyi amaçlıyor. Rapor, 2009 yılında gerçekleşen kaza sayısının 2008’e göre %19,5 oranından azaldığına işaret ederken, 2006 yılına göre %17 artış olduğunu gösteriyor. Buna göre, 2009 yılında 626 gemi AB sularında 540 kazaya sebebiyet verirken 52 denizci hayatını kaybetti. Kaza sayılarındaki azalma ise küresel ekonomik ve mali krizin ticaret üzerindeki negatif etkisi ve AB ve Üye Devletleri tarafından kazaların önlenmesi için gösterilen çaba ile açıklanıyor. EMSA raporu, aynı zamanda deniz kazasından kaynaklanan deniz kirliliği oranının raporun yayınlanmaya başladığı tarihten bu yana en düşük seviyede olduğunun altını çiziyor. Uydu temelli gözetleme sistemi CleanSeaNet tarafından tespit edilen deniz kirliliği vakalarının geçmiş yıllara göre azaldığını belirten yetkililer, 2010 yılında da yine bu konuda azalma beklendiğini kaydetti. Buna göre; denizdeki petrol kirliliği 2008’deki 2-3 bin ton seviyesinden 2009’da 1,5-2 bin tona indi. Bununla birlikte, gemi kazalarının, gemi ve gemicilerin daha fazla çalıştığı dönemlerde sıklaşmasından dolayı ekonomik canlanma ile kaza oranlarda bir artış yaşanabileceği belirtiliyor. EMSA, deniz taşımacılığında yaşanacak olası talep azalmasının gemi bakımına ayrılan ödeneklerin düşmesine yol açabileceğine ve bunun da gemi kazalarını artırabileceğine işaret ediyor. Aynı zamanda tankerler konusuna da değinen rapor, 2009 yılı boyunca AB sularında büyük tanker sızıntısı yaşanmadığını böylece son sekiz senedir kayda değer büyüklükte bir kaza meydana gelmediğini vurguluyor. Bununla birlikte, 2009 yılında yaşanan gemi kazalarının %10’unun yani toplam 67 kazanın ise tankerler ile ilgili olduğu ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu’ndan üye devletlere gerekçeli görüş Avrupa Komisyonu, AB iç şuyollarında güvenlik ve teknik uyumluluğun sağlanmasına ilişkin AB’nin 2008/126/AT ve 2009/46/AT Yönergelerin üye devletlerdeki uygulamalarına ilişkin bildirim yapmayan İtalya, Polonya ve Almanya’ya dava açılmasına ikaz mahiyetinde olan gerekçeli görüş belgesini iletti. İlgili Yönergeler, AB iç suyollarında seyir için gemi standartlarına ilişkin Topluluk ruhsatlandırması ve uygulamalarını düzenlemektedir. AB üye devletlerinde 30 Haziran 2009 tarihinde yürürlüğe girmesi gereken Yönerge kapsamında bildirim yapmayan İtalya, Polonya ve Almanya’nın yasa gereklerini yerine getirmek için iki ayı bulunuyor. Avrupa Komisyonu aynı zamanda liman devleti kontrolü yönergesi gereklerinin yerine getirilmediği gerekçesi ile İrlanda ve Malta’ya da gerekçeli görüş belgesi iletti. 95/21/AT sayılı Yönerge, standartların altındaki gemilerin AB limanlarına girişinin engellenmesi için uyumlaştırılmış kriterleri ve denetim prosedürlerini düzenliyor. Avrupa Komisyonu, İrlanda’nın özellikle, limanlara giriş yapan tüm gemilere kimlik tespiti yapılması ve cezaların pratikte uygulanması yönünde yasal gerekleri yerine getirmediğine kanaat getirdi. Malta ise gemilere ilişkin yapılan çağrı sayısı ve denetimci sayısı gibi bilgileri Komisyon’a iletmemekle itham ediliyor. Davanın Avrupa Adalet Divanı’na sevk edilmemesi için üye devletlerin yasal gerekleri iki ay içerisinde yerine getirmesi gerekiyor. Denizcilerin ayrımcı çalışma şartlarına maruz kalmasına ilişkin İspanya’ya karşı açılan dava kapatıldı Avrupa Birliği, kendi bayrağını taşıyan gemilerde, İspanya vatandaşı olmayan denizcilerin ayrımcı koşullar altında çalıştırılması kapsamında İspanya’ya karşı açılan davayı sonlandırdı. Avrupa Adalet Divanı 2008 yılında, İspanya’nın, işçilerin serbest dolaşımına ilişkin AB müktesebatını ihlal ettiğine hükmetmiş ve ülkenin İspanya vatandaşı olmayan gemi kaptanı ve mürettebatına ayrımcılık uygulayan ulusal mevzuatı değiştirmesini talep etmişti. Avrupa Komisyonu İstihdam, Sosyal İşler ve İçermeden sorumlu Üyesi László Andor son olarak yaptığı açıklamada; İspanya’nın konu ile ilgili ulusal mevzuatını AB müktesebatı ile uyumlaştırdığını, bu kapsamda davanın Avrupa Komisyonu tarafından kapatıldığını açıkladı. Andor, işçilerin serbest dolaşımı ilkesinin AB’nin en temel özgürlüklerinden biri olduğunu ve denizcilerin de diğer çalışanlar gibi AB sınırları içinde serbest dolaşım haklarını kullandıkları zaman milliyetlerinden ötürü ayrımcılığa maruz kalamayacaklarının altını çizdi. Liman Devleti Kontrolü Yönergesi AB’de uygulanmaya başladı AB üye devletlerinin limanlarına giriş yapan gemilerin denetimine ilişkin 2009/16/AB sayılı AB Liman Devleti Kontrolü Yönergesi AB’de uygulanmaya başladı. Bununla birlikte, Avrupa Komisyonu, gemilerde yürütülecek genişletilmiş denetimler kapsamında kontrol edilmesi zaruri öğelerin detaylandırıldığı 428/2010 sayılı bir Yönetmelik daha kabul etti. Liman Devleti Kontrolüne ilişkin Paris Mutabakat Zaptı’nın (Paris MoU) temelinde hazırlanan Yönetmelik, 10 Haziran 2010 tarihinden itibaren AB Üye Devletlerinde uygulamaya geçmektedir. AB Komisyonu’nun aynı zamanda yakın bir gelecekte liman devleti kontrolü, gemi firması ve bayrak devletinin performansı ve gemi kaptanları tarafından yapılan raporlamaya ilişkin yeni Yönetmelikler kabul etmesi bekleniyor. Avrupa Denizler Atlası Pilot Projesi başlatıldı AB Komisyonu; Avrupa’nın denizleri, denizcilik sektörü, sektörlerin birbirleriyle ilişkisi ve denizcilik politikasının daha iyi anlaşılması için hazırlanan Avrupa Denizler Atlası projesi deneme yayınını başlattı. Denizcilik mirasını pratik ve bilgilendirici bir şekilde kamuoyuna aktaran söz konusu sanal atlas, AB’nin denizcilik ve balıkçılık politikasını daha geniş bir kitleye aktarmayı hedefliyor. Atlas; yolcu ve kargo hacmi, kıyı erozyonundan etkilenen alanlar, Üye Devletlerin hangi balık türünü hangi havzada avladığı, denizlerin derinliği, deniz dibi engebelerinin isimleri, nehirler ve su toplama havzaları, gelgit büyüklükleri, deniz seviyesi yüksekliği, denizde koruma altına alınmış alanlar başta olmak üzere denizcilik ile ilgili birçok konu hakkında bilgi sunuyor. Avrupa Komisyonu’nun 2007 tarihli Bütüleştirilmiş Denizcilik Politikası’nın bir parçası olan Avrupa Denizler Atlası halihazırda İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde yayım yapmaktadır. Atlasın geliştirilmesi kapsamında kullanıcıların fikir ve önerilerini almak üzere hazırlanan sanal anket ise Avrupa Komisyonu’nun Denizcilik İşleri ve Balıkçılık Genel Müdürlüğü internet sayfasından 4 Temmuz 2010 tarihine kadar doldurulabilmektedir. AB, Akdeniz Yönetmeliğinin uygulanmasını istiyor Avrupa Komisyonu, Akdeniz’de sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması adına hazırlanan “Akdeniz Yönetmeliği’nin” yürürlüğe geçmesi için Üye Devletlere daha fazla geçiş süreci tanınmayacağını belirterek, yasanın Üye Devletler tarafından bir an önce uygulamaya konmasını istedi. Komisyon açıklaması İtalyan ve Yunan balıkçıları tarafından yasaya karşı yapılan gösterilere cevaben geldi. “Akdeniz Yönetmeliği”, bölgedeki balık stoklarının, %54’ün üzeri bir oranda aşırı avlanmaya maruz kalması karşısında, Avrupa Komisyonu tarafından 2006 yılında kabul edilmişti. Fransa, Kıbrıs, Yunanistan, İtalya, Malta, Slovenya ve İspanya’ya uygulanan Yönetmelik; balık üreme alanları, yumurtlama alanları ile deniz ekosisteminin korunması için balıkçılık aktivitelerinin kısıtlanması; izin verilen avlanma yöntemleri, kıyıdan uzaklık ve koruma altına alınmış türler ve yaşam alanları gibi teknik kuralları düzenliyor. Deniz çevresinin korunması, deniz ürün kotalarının sağlıklı seviyeye çekilmesi ve sürdürülebilir balıkçılık hedefine ulaşılmasını amaçlayan Yönetmeliğin uygulanması için Üye Devletlere üç yıllık bir geçiş süreci tanınmıştı. Bununla birlikte, 31 Mayıs 2010 tarihi itibariyle uygulamaya geçen Yönetmelik kapsamında balıkçılık yönetim planlarının hazırlanması ve koruma alanlarının belirlenmesi gibi birçok gereğin, Üye Devletler tarafından yerine getirilmediği tespit edildi. Balık ağları göz aralıklarının asgari boyutları, deniz canlılarının ulaşması gereken asgari büyüklük gibi hususlarda da ciddi ihlaller olduğu ifade ediliyor. Avrupa Komisyonu Denizcilik İşleri ve Balıkçılıktan sorumlu Üyesi Maria Damanaki, konu hakkında Haziran ayında yaptığı açıklamada; Akdeniz’deki balık stoklarının endişe verici bir boyuta ulaştığını vurgulayarak, Üye Devletlerin üç yıldan uzun bir süre zarfında mevcut Yönetmeliği uygulamaya koymamasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. Avrupa Denizcilik Günü İspanya’nın Gijon kentinde kutlandı 20 Mayıs tarihli Avrupa Denizcilik Günü, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nun da katılımı ile bu sene İspanya’nın Gijon kentinde 18-21 Mayıs tarihlerinde düzenlenen etkinlikler ile kutlandı. AB’nin 2007 yılında başlattığı Bütünleştirilmiş Denizcilik Politikası’nın önemli etkinliklerinden biri olan Avrupa Denizcilik Günü kapsamında bu sene 14 üye ülke ve AB’ye üye olmayan 10 ülkeden gelen 1250 katılımcının iştirak ettiği 50’den fazla workshop düzenlendi. Paydaşlar ve sektörler arası diyalog için önemli bir role sahip Avrupa Denizcilik Günü’nde düzenlenen konferansta Bütünleştirilmiş Denizcilik Politikası’nın ana stratejisi, sürdürülebilir ekonomik büyüme, istihdam, yenilikçilik, deniz havzalarının yönetişimi ve sürdürülebilirliği öne çıkan konular arasında yer aldı. Sektör katılımcılarının denizcilik faaliyet ve sorunlarına ilişkin stant kurduğu Avrupa Denizcilik Günü kapsamında kamuoyunun ilgisini denizcilik sektörüne çekilirken, en iyi uygulamalar paylaşıldı. ABD’deki petrol sızıntısı felaketinin AB’deki etkileri İngiliz petrol şirketi BP’ye ait Deepwater Horizon adlı petrol platformunun Meksika Körfezi’nde 20 Nisan’da çökmesi ile yaşanan petrol sızıntısı felaketi çerçevesinde çevre temizleme çalışmaları devam ediyor. Amerikan Jeolojik Araştırmalar Dairesi, temizleme girişimden önce günde denize sızan petrol miktarının 40 bin varilin üzerinde olduğunu açıkladı. BP ise çevre felaketi mağdurlarına 20 milyar Dolar ödemeyi kabul etti. Söz konusu doğa felaketi karşısında Gıda ve Su Gözetimi (Food&Water Watch) örgütü benzer bir vakanın Avrupa sularında yaşanmaması için AB’den petrol üretim tesislerindeki denetimlerin sıkılaştırılmasını talep etti. Gıda ve Su Gözetimi, derin deniz petrol sondajı ve tesislerine ilişkin düzenlemenin yeniden ele alınmasını ve operatörlerin, güvenlik için gerekli işletme belgelerine sahip olduklarının temin edilmesini istiyor. Avrupa Birliği’nin 2004 tarihli Çevresel Sorumluluk Yönergesi; hayvan, bitki, doğal ortam, su kaynaklarına ve toprağa yönelik çevresel kirliliğin önlenmesi ve zararın tazmini için “kirleten öder” anlayışını savunuyor. Sektör temsilcileri ile 7 Haziran’da bir görüşme gerçekleştiren Avrupa Komisyonu, paydaşlar ile istişare süreci sonucunda, Güz döneminde bir rapor yayımlayacağını açıkladı. Şirketlerin mevcut güvenlik önlemleri kapsamında hazırlanan ankete geri dönüşlerine ilişkin olarak Avrupa Komisyonu ve ulusal yetkililer tarafından Temmuz ayında ayrı bir görüşme gerçekleştirilmesi bekleniyor. Açık denizlerde faaliyet gösteren petrol platformları hakkında Avrupa Parlamentosu da 18 Mayıs tarihinde bir görüşme gerçekleştirmiş bununla birlikte herhangi bir sonuç bildirgesi kabul edilememişti. Avrupa Parlamentosu Milletvekili Raportör Boguslaw Sonik, AB’nin Enerjiden sorumlu Komisyon Üyesi Günther Oettinger’in sanayi ile gerçekleştirdiği görüşmeler sonucu raporun kabul edilmediğini açıkladı. AB 2010-2012 yıllarında gelişmekte olan ülkelere iklim değişimi için yapacağı mali yardımı kesinleştirdi AB Ekonomi ve Maliye Bakanları, iklim değişimi ile mücadele kapsamında gelişmekte olan ülkelere yapılacak mali yardımın temel çerçevesi üzerinde anlaştı. Küresel iklim değişikliği ile mücadeleye ilişkin Kyoto Protokolü’nün 2012 yılında yürürlükten kalkması ile yeni küresel rejime ilişkin son olarak Aralık 2009’da Kopenhag Uzlaşı’sı kabul edilmişti. Söz konusu uzlaşı, sera gazı emisyonlarının azaltılması kapsamında üye devletleri bağlayıcı limit değerler öngörmezken, iklim değişimi ile mücadele kapsamında gelişmekte olan ülkelere 2010-2012 yılları arasında 30 milyar ABD Doları ve sonrasında 2020 yılına kadar 100 milyar ABD Doları mali yardım yapılmasını kararlaştırmıştı. AB’nin Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi, 2010-2012 yılları arasındaki hızlandırılmış ödeme döneminde, AB tarafından 2,4 milyar Euro yardım yapılacağını teyit ederken söz konusu ödemelerin AB üye devletleri arasında nasıl pay edileceğine dair bilgi sunmadı. Hızlandırılmış ödemelerin gönüllülük esasına dayanacağını açıklayan AB bakanları; yardım için anahtar temaları iklim değişimine uyum, çevresel etkinin hafifletilmesi ve teknolojik işbirliği olarak sıraladı. Ulusal planların düzenlenmesi, yenilenebilir enerji ve enerji etkinliği projelerinde işbirliği, düşük karbon altyapısının tesis edilmesi, sürdürülebilir orman yönetiminin desteklenmesi ve teknolojilerin yerel şartlara uyumlaştırılması ise diğer alt öncelik konularını oluşturuyor. AB’nin söz konusu her alana yapacağı mali yardımın miktarı belli olmazken, ABD 2011 yılında yapacağı 1,4 milyar Euro yardımın uyum (€334 milyon), temiz enerji yatırımı (€710 milyon) ve ormansızlaştırma ile mücadele (€347 milyon) girişimlerine aktarılacağını duyurmuştu. AB denizcilik sektörünün BM İklim Değişikliği toplantıları çerçevesinde görüşü Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi çalışmalarına ilişkin BM Çevre Görüşmeleri 185 ülkenin katılımı ile 31 Mayıs-11 Haziran tarihlerinde Almanya’nın Bonn kentinde düzenlendi. Konferansın; 2012 yılı sonrası küresel iklim değişikliği rejiminin oluşturulmasına yönelik kabul edilen ve başarısızlıkla sonuçlanan Kopenhag Uzlaşı’nı takiben, 29 Kasım-10 Aralık 2010 tarihlerinde Meksika’nın Cancun kentinde düzenlenecek BM konferansında sunulmak üzere yeni bir metnin taraflar arasında müzakere edilmesi amacı taşıdığı açıklandı. Toplantıda, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yapacağı yardımlar ele alındı. Bu çerçevede, yardımların borç yerine hibe olarak verilmesine, öngörülen hedeflere aykırı olduğu gerekçesi ile karşı çıkıldı. Denizcilik sektörünün de ele alındığı görüşmelerde, deniz taşımacılığının, enerjiyi etkin kullanan sektörlerden olduğu bununla birlikte sektörün sera gazı emisyonlarının azaltılmasında daha fazla rol oynaması gerektiği dile getirildi. Bu çerçeve, denizcilik sektörünün iklim değişikliği çerçevesinde sorumluluklarını ciddiyetle ele aldığı ve gemi kaynaklı sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik görüşmeler için Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) en uygun platform olduğu teyit edilerek, IMO nezdinde hazırlanacak bir sonuç raporunun BM iklim değişikliği görüşmeleri kapsamında sunulması gerektiği belirtildi. Öte yandan, Bonn konferansı çerçevesinde 5 Haziran 2010 tarihinde gemicilik ve iklim değişikliği konulu bir konferans düzenlendi. IMO’dan Eivind Vagslid yaptığı konuşmada, iklim değişikliği ile mücadele çerçevesinde IMO tarafından yürütülen ‘enerji verimliliği tasarım katalogu’, ‘gemi verimliliği yönetim planı’, ‘enerji verimliliği işletme göstergesi’ ve piyasa temelli mekanizmalar gibi çalışmalara değindi. Vagslid, aynı zamanda, IMO himayesinde piyasa temelli araçlardan oluşturulan fonların gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelesinde kullanılması gerektiğini sözlerine ekledi. Uluslararası Denizcilik Odaları Başkanı Tony Msaon ise deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonlardaki artışı dünya ticaretinin büyümesiyle ilişkilendirerek, karbondioksit salınımı ve maliyetlerin azaltılması konusunda kararlılıklarını yineledi. Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi BIMCO’dan Lars Robert Pedersen, gemilerin IMO prensiplerine göre düzenlenmesinin altını çizerken, IMO Konvansiyonu ve geleneksel uygulamalar ile Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi arasındaki farklılıklar arasında bir köprü kurulması gerektiğini ifade etti. Uluslararası Bağımsız Tanker Sahipleri Derneği Intertanko’dan Kristian Fuglesand ise konuşmasında; tanker gemiciliğinin çevre performansına, uluslararası gemicilik ve diğer endüstriler arasındaki farklılıklara ve sanal varış projesi dahil olmak üzere deniz taşımacılığında sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik yöntemlere değindi. AB, sera gazı emisyon indiriminin %20’den %30’a çekilmesini tartışıyor AB Komisyonu, AB’nin 2020 yılı için öngördüğü, sera gazı emisyonlarının 1990 yılı seviyesine nazaran %20 oranında azaltılması hedefinin %30 oranına çekilmesinin olası maliyeti ve yararları hakkında bir bildirim yayınladı. 2008 yılı Aralık ayında gerçekleştirilen AB Zirvesi’nde, dünyadaki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bu konuda benzer taahhütlerde bulunması ve sorumluluklarını yerine getirmeleri halinde, AB’nin karbondioksit emisyon indirimini %20 oranından %30’a çekmesi kararı alınmıştı. Bu çerçevede, Avrupa Konseyi’nin talebi doğrultusunda Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan bildiriye göre; %30 hedefinin öngörülmesi halinde maliyet eski hesaplamalara göre azalmaktadır. Bunun sebebi ise raporda; ekonomik büyümedeki yavaşlamanın karbondioksit salınımlarında düşüşe sebep olması, yüksek enerji maliyetinin enerji etkin üretim ve teknolojiye geçişi teşvik etmesi ve karbon fiyatlarının 2008 yılına göre daha düşük olması olarak açıklanıyor. Avrupa Komisyonu, %20 oranında bir indirim yerine %30 hedefinin benimsenmesi halinde AB için ek maliyetin, GSYH’nin %0,2’si yani 33 milyar Euro olacağını açıkladı. Denizcilik sektörüne de değinen bildirimde; sera gazı emisyonları hakkında Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi aracılığı ile bir uluslararası anlaşmanın imzalanması gerektiği vurgulanmış ve söz konusu anlaşmanın imzalanmaması halinde ise AB tarafından 31 Aralık 2011 tarihine kadar gerekli girişimlerin gerçekleştirileceği teyit edilmiştir. Üç yeni TEN-T projesi için teklif çağrısı yayınlandı Avrupa Birliği’nin ulaştırma altyapılarının tesis edilmesine yönelik Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı (TEN-T) programı kapsamında Avrupa Komisyonu üç yeni proje çağrısı yaptı. Söz konusu proje çağrıları için TEN-T genel bütçesine ek 172 milyon Euro ödenek oluşturuldu. 31 Ağustos 2010 tarihine kadar açık olan çağrılar kapsamında proje başvuruları hakkında detaylı bilgi TEN-T Yürütme Ajansı’nın internet sitesinde yer alıyor. Proje tekliflerinin değerlendirilmesi çerçevesinde TEN-T 2010 yılı ve çok-yıllı programlarında sıralanan öncelikler rol oynamaktadır. Buna göre; iki öncelik üzerine yoğunlaşan TEN-T Çok Yıllı Programı, yük taşımacılığının deniz ve diğer alternatif taşıma yöntemlerine kaydırılması ile karayolu trafiğinin azaltılmasına yönelik deniz oto yolları projelerine 85 milyon Euro aktarırken, iç suyolları ağı trafik yönetim altyapısına ilişkin nehir bilgi hizmetlerine (RIS) ise 10 milyon Euro kaynak ayırmaktadır. Bununla birlikte 2010 yılı için hazırlanan Yıllık Program ise üç öncelik alanındaki projelere öncelik veriyor. Bu kapsamda, bütünleştirilmiş ve daha yeşil bir ulaştırma sistemi tesis edilmesine €30 milyon; TEN-T proje uygulamalarının hızlandırılması ve kolaylaştırılması çalışmaları ile Tek Avrupa Hava Sahası politikasının desteklenmesine €40 milyon ve kamu-özel ortaklıklarının desteklenmesi kapsamındaki çalışmalara ise €7 milyon aktarılmaktadır. Avrupa Komisyonu Taşımacılık Çalışma Planı çerçevesinde güncel gelişmeleri paylaştı Avrupa Birliği’nin Taşımacılıktan sorumlu Komisyon Üyesi Siim Kallas, Avrupa Parlamentosu’nun 1 Haziran 2010 tarihli ‘Taşımacılık ve Turizm Komitesi’ toplantısına katılarak, 2010 yılı ve sonrasına ait taşımacılık çalışma planı çerçevesindeki son gelişmeler hakkında sunum gerçekleştirdi. Avrupa Komisyonu tarafından 2010 yılının Aralık ayında yayımlanması beklenen Taşımacılık hakkında Beyaz Kitap hakkında konuşmasına başlayan Komisyon Üyesi, “Denizcilik Sosyal Paketi’nin” ise 2011 yılının Temmuz ayında açıklanmasının öngörüldüğünü teyit etti. Denizcilik Sosyal Paketinin öncelikleri arasında; denizcilik mesleğinin teşvik edilmesi, denizcilik alanındaki teknik bilgi birikimindeki azalmaya dikkat çekilmesi, AB sularında seyreden denizcilerin son standartlar temelinde eğitilmesi için Denizcilik İş Konvansiyonu’nun güçlendirilmesi ve bu yönde bir mevzuatın hazırlanması ve e-denizcilik sisteminin geliştirilmesi yer almaktadır. AP Taşımacılık ve Turizm Komitesi, Komisyon’un Denizcilik Sosyal Paketine tam desteklerini açıklarken, Avrupa Komisyonu’nun, Kuzey ve Baltık Denizi’nde kükürt emisyonu kontrol alanlarındaki kükürt sınırının 2015 yılından itibaren %0,1 seviyesine çekilmesinin taşımacılık yöntemlerinde değişiklik (modal shift) riski kapsamında bir değerlendirme sunmasını istediler. Komisyon Üyesi Siim Kallas ise Komisyon’un bu konuda kapsamlı çalışma yürüttüğünü, IMO tarafından benimsenen kararın AB’de uygulanması yönünde zorlukların bulunduğunu ve bu kapsamda istisnai bir kararın alınabileceğini açıkladı. AP, yolcu haklarına ilişkin hazırlanan iki raporu onayladı Avrupa Parlamentosu (AP) Ulaştırma Komitesi; otobüs, servis ve bot yolcularının haklarına ilişkin hazırlanan iki raporu 1 Haziran tarihli ikinci okuma oturumunda onayladı. AP’nin söz konusu iki raporu 6-7 Temmuz tarihli genel kurulda oylanmasından önce Avrupa Konseyi ile istişare etmesi bekleniyor. Rapor; hareket saati 90 dakikadan fazla geciken seyahatlerde, gemi şirketleri tarafından yolculara bilet fiyatlarının geri ödenmesi veya geri dönüş bileti sağlanmasını öngörüyor. 1 saatten fazla gecikmelerde ise bot yolcularına yemek ve içecek ikramı verilmesi ve durum hakkında düzenli güncelleme yapılması isteniyor. Rapora uyarınca, gecikmenin, hava koşulları veya kontrolleri dışında gerçekleştiğini ispatlayan operatörler söz konusu yaptırımların dışında kalacak. AB üye devletleri Ulaşım ve Lojistik Kuzey Ortaklığı’nı kurdu AB üye devletleri taşımacılıkta yeni bir bölgesel ortaklığa imza attı. AB ve Afrika arasında başlatılan ulaşım işbirliğinin ardından; Almanya, Polonya, İsveç, Finlandiya, Danimarka, Lituanya, Letonya, Estonya, Rusya, Belarus ve Norveç’in katılımı ile oluşturulan Ulaşım ve Lojistik Kuzey Ortaklığı NDPTL’nin (Northern Dimension Partnership for Transport and Logistics) kurulması için 8 Haziran’da uzlaşı sağlandı. 7 ülke resmi sözleşmeyi imzalarken, diğer dört ülke ulusal düzenlemelerin ardından anlaşmayı imzalama taahhüttü verdi. Sekretaryası 1 Haziran 2011’de Helsinki’de kurulması öngörülen NDPTL’nin 2010 yılında faaliyetlerini Litvanya yürütecek ve öncelikle ortaklığın mali ve öncelikli faaliyet programı oluşturulacak. Avrupa Komisyonu’nun Taşımacılıktan sorumlu Üyesi Siim Kallas, NDPTL’nin sadece fiziksel altyapı değil işbirliği ile ulaşım politikaları, lojistik çözümler ve akıllı ulaşım modları gibi birçok konuda ilerleme sağlayabileceğini kaydetti. AB, gırgır ağı ile tuna balığı avlanmasını yasakladı Avrupa Komisyonu Balıkçılıktan sorumlu Üyesi Maria Damanaki, ton balığı avcılığı kapsamında gırgır ağı ile avlanan balıkçılara ayrılan kotaların tükenmesi sebebiyle, ton balığının Akdeniz ve Atlantik Okyanusu’nun doğusunda ağ ile avlanmasına son verildiğini 9 Haziran tarihinde açıkladı. Bu kapsamda, İspanya’ya ayrılan 803,9 ton, Fransa’ya ayrılan 1.699 ton ve Yunanistan’a ayrılan 60 ton’luk kotaların bittiği bildirildi. Fransa, Yunanistan ve İspanya’nın bilgilendirilmesi ile başlayan yasak, hem tehlikede olan ton balığı stoklarını koruyacak hem de Atlantik Ton Balığının Korunması için Uluslararası Komite’nin (ICCAT) planı doğrultusunda balık stoklarında öngörülen iyileşmeye katkıda bulunacak. Avrupa Komisyonu aşırı avlanma konusunda sıfır hoşgörü politikası uygulayacağını ve yasağın tam anlamıyla uygulanması için gerekli tüm önlemlerin alınacağını açıkladı. 2011 balık kotalarına ilişkin Komisyon Raporu Bununla birlikte, Avrupa Komisyonu, AB sularındaki balıkçılık fırsatlarının en iyi şekilde değerlendirilmesi için 17 Mayıs tarihinde bir rapor hazırladı. Atlantik, Kuzey Denizi ve diğer bölgelerde gelecek yıla ilişkin balık kotaları ve yakalama limitlerinin belirlenmesine hizmet eden rapor, AB’de balıkçılık limitlerinin 2011 yılında yeniden sürdürülebilir bir düzeye getirilmesini öngörüyor. Deniz Keşfi için Uluslararası Konsey (International Council for the Exploration of the Sea) ve Balıkçılık Bilimsel, Teknik ve Ekonomik Komitesi’nin (Scientific, Technical and Economic Committee for Fisheries) bilimsel tavsiyesi doğrultusunda hazırlanan rapor, balıkçılık sektöründeki paydaşlar ile değerlendirilmesinin ardından nihai hale getirilecek. Avrupa Komisyonu’nun önerisini Ekim sonunda açıklaması bekleniyor. Avrupa Konseyi, ILO Balıkçılık Çalışma Konvansiyonu’nun yürürlüğe geçirilmesini istedi Avrupa Konseyi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 14 Haziran 2007 tarihinde kabul edilen Balıkçılık Çalışma Konvansiyonu’nun (Work in Fishing), özellikle AB yetkisi altında olan bölümlerinin, üye devletler tarafından yasalaştırılmasını 7 Haziran tarihinde onayladı. Konvansiyon, tüm balıkçılar için makul çalışma ve adil rekabet koşullarının tesis edilmesini düzenliyor. Konsey, bu kapsamda üye devletlerin ILO’nun ilgili genel müdürlüğü ile temasa geçerek tercihen 31 Aralık 2012 tarihinden önce gerekli düzenlemeleri yerine getirmesini istiyor. Ajanda 7 Haziran -AB’nin Euro grubu toplantısı -AB’nin İstihdam, Sosyal Politikalar, Sağlık ve Tüketiciler Bakanları Konseyi 8 Haziran -‘Türkiye’de Demokrasi’ adlı Avrupa Politika Merkezi (EPC) adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği toplantı, http://www.epc.eu - ‘Balkanlarda Basın Özgürlüğü’ konusunda EPC’nin toplantısı -AB’nin Ekonomi ve Maliye Bakanları Konseyi -AB’nin İstihdam, Sosyal Politikalar, Sağlık ve Tüketiciler Bakanları Konseyi 9 Haziran -AB’nin Ulaştırma Bakanları Trans-Avrupa Ulaştırma Ağı’nı tartışacaklar - Ağustos Savaşı Sonrası: Gürcistan ile bağlantıda olmak için yeni bir strateji mi? 10 Haziran -Bilimsel ve Teknik Araştırma Komitesi gayri resmi toplantısı, Santiago de Compostela, İspanya 11 Haziran -AB’nin Belçika Dönem Başkanlığı’nın öncelikleri, EPC’nin kahvaltı toplantısı -AB’nin Çevre Bakanları Konseyi -Avrupa Kadınları Lobisi Konferansı, Madrid 14 Haziran -AB’nin Genel İşler ve Dışişleri Konseyi -AB’nin Toplum Politikaları Bakanları Konseyi 15 Haziran -AB ve Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısı, Lüksemburg -Avrupa Bilim ve Teknoloji İşbirliği Bakanlar Konferansı 15 Haziran -AB-Yeni Zelanda arasında Bakanlar düzeyinde Zirve 17 Haziran -AB’nin Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi 21 Haziran -Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu (21-24 Haziran) -AB’nin Şehir Gelişimi gayri resmi bakanlar toplantısı, (21-22 Haziran) Toledo, İspanya 22 Haziran -AB’nin İspanya dönem başkanı AP Genel Kurulu’nda konuşacak 24 Haziran -AB’nin Ulaştırma, Telekom ve Enerji Konseyi 28 Haziran -AB’nin Tarım ve Balıkçılık Konseyi -AB’nin Adalet Bakanlıklarının Yasal İşbirliği Ağı toplantısı 29 Haziran -AB’nin Tarım ve Balıkçılık Konseyi Bilgilerinizi arz ve rica ederiz. Saygılarımızla, İsmail ASASOĞLU Genel Sekreter V. Dağıtım: Gereği : Bilgi: Tüm Üyelerimiz (Web) - YK Başkan ve Üyeleri - YK Yedek Üyeleri